Akupunktur İğneleri ve Binlerce Yıllık Tarihi
M.Ö 6000 yılında bulunan keskinleştirilmiş taş iğnelerden anlaşıldığı kadarıyla akupunktur tedavisi ilk kez Çinde kullanılıyor. “Çin’in antik dönemlerinde akupunktur tedavisi nasıl yapılıyordu?”, “nasıl iğneler kullanılıyordu?” sorularının cevabını, Han Döneminde (M.Ö.206-M.S.220 ) yazılmış olan “Shuo Wen Jie Za” adlı kitaptan öğreniyoruz. Bu kitapta, “bian” adı verilen ve keskinleştirilmiş taştan yapılan iğnelerden bahsedildiğini görüyoruz. Bian taşlarının yerini ilerleyen dönemlerde keskin kemikler ve bambulardan yapılmış ince akupunktur iğneleri alıyor. Shang Hanedanlığı döneminde bronz işçiliğinin gelişmesiyle bronzdan yapılma akupunktur iğneleri kullanılmaya başlanıyor. Daha sonraları akupunktur iğneleri altından ve gümüşten de yapılıyor. Eski dönemlerde Çin halkı tarafından, özellikle altından yapılan iğnelerin tedavilerde daha iyi sonuç verdiği düşünüyordu.
Akupunktur tedavisi yapılırken kullanılan yöntemleri detaylı bir şekilde tasvir eden ilk bilgiler, Efsanevi Sarı İmparator diye adlandıralan Huang Di tarafından yazıldığına inanılan Huang Di Nei Jing (Sarı İmparatorun Dahiliye Kitabı) adlı eserde bulunuyor. Bu eserde o dönem kullanılan tedavi teknikleri ayrıntılı olarak yer alıyor. Akupunktur tedavisi hakkında en geniş bilgiler Song, Jin ve Yuan Hanedalığı döneminde yaşamış olan Wang Wei-yi tarafından yazılan “Tong Jen Shu Xue Zhen Jiu Tu Jing” adlı eserde görülüyor. Bu eserde; Wang Wei bize 12 temel meridyenin yerini ayrıca insan vücudunda bulunan 657 qi noktasını tam olarak gösteriyor. Tarif ettiği yerlerin daha iyi anlaşılması için, bu noktaların işaretlendiği gerçek insan boyutlarında bronz bir heykel de yaptırıyor.
1911 yılında, İtalya ve Avusturya arasındaki Alp Dağlarında ortaya çıkarılan “Ötzi” ya da “Buz Adam” olarak bilinen kişinin M.Ö 3200 yıllarında yaşadığı ve üzerinde akupunktur tedavisinde uygulanan qi noktalarını işaret eden dövmeler bulunduğu anlaşılıyor. Böylece; bu yöntemin sadece Çin’de değil, uzun zamandır dünyanın her yerinde uygulanan bir tedavi yöntemi olarak kullanıldığı görülebiliyor. Akupunktur tedavi yöntemini ilk olarak kimin bulduğu tam olarak bilinmese de binlerce yıldır kullanıldığı biliniyor. Modern tıbbın geliştiği günümüzde dahi DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü)’nün 150’nin üzerinde hastalığın tedavisinde etkili olduğunu ve bazı ameliyatlarda anestezi olarak kullanılmasını kabul ettiğini görüyoruz.
Akupunktur İğneleri Nasıl İyileştiriyor?
Çin tıbbına göre her varlığın vücüdunda akan bir hayat enerjisi; yani “qi” bulunuyor. Qi enerjisi, vücudumuzdaki meridyenlerden akıyor. Vücudumuzda toplam 12 temel meridyen bulunuyor. Meridyenlerimizin içerisinde akan yaşam enerjisi de, her şeyde olduğu gibi içerisinde bir düzen ve denge barındırıyor. Yin ve yang denilen bu denge kuvvetinin bozulması, vücudumuzdaki qi enerji akışının, yani hayat enerjimizin bozulmasına neden oluyor. Bunun sonucunda ruhsal ve fiziksel olarak vücut sağlığımız bozuluyor. Çin tıbbına göre “ruhsal sağlık bozuksa fiziksel sağlıkta bozulur.” Aslında bu durum tam tersi içinde geçerli oluyor. Bu bozukluğu tedavi etmek için ise vücudumuzda bulunan 12 temel meridyendeki 360 tane akupunktur noktasına akupunktur iğnesi batırılarak, bozulan qi akışıyla birlikte yin ve yang kuvvetleri dengeleniyor. Vücudumuzdaki meridyenlerin ve meridyenlerimizde bulunan akupunktur notlarının nerelerde bulunduğuna da değinelim. Meridyenlerin vücudumuzda bulunduğu bölgeleri şu şekilde sıralayabiliriz;
- Akciğer
- Kalın Bağırsak
- Mide
- Dalak/Pankreas
- İnce Bağırsak
- İdrar Torbası
- Böbrek
- Perikart
- Üçlü Isıtıcı
- Safra Kesesi
- Karaciğer
- İdare
- Oluşum
Mucize Tedavi Akupunkturun Faydaları Nelerdir?
90’lı yıllarda Türkiye’de akupunktur zayıflama ile bilinse de birçok farklı hastalığın tedavisinde destekleyici olarak uygulanıyor. Vücudumuzdaki hayat enerjisini düzenleyen bu mucizevi tedavinin etkili olduğu alanları sıralayalım;
- Kilo vermek isteyenlerin iştahını keserek ve mutluluk hormonlarının salgılanmasını sağlayarak kilo vermelerine destek oluyor
- Baş ağrıları ve migren ağrılarını azaltıyor
- Sigarayı bırakmak isteyenlere destek oluyor
- Çocuklarda idrar kaçırma problemlerini düzenliyor
- Kas, bel, boyun, diz ağrılarını azaltıyor
- Kanseri iyileştirmeye yardımcı olarak kemoterapi sürecini daha etkili kılıyor
- Stres, panik atak ve depresyon gibi duygu durum bozukluklarını düzeltmede yardımcı oluyor
- Uyku bozuklukları tedavisinde yardımcı oluyor
- Hamileliğe, doğuma ve doğum sonrası sağlığa destek oluyor
- Adet ağrılarını azaltıyor
- Sınav korkusu ve uçak korkusu olanları fobilerinden kurtulmasına yardımcı oluyor
Her ne kadar bir çok alanda etkili olunduğu bilinse de unutulmamalıdır ki; bu tarz alternatif tıp yöntemleri destekleyici tedaviler olarak bilinmeli, her derde şifa olabilir düşüncesiyle hareket edilmemelidir.
